ılgaz tarihçe, ılgaz kayak merkezi, ılgaz turizm merkezi, ılgaz akbak otel

Ilgaz Tarihçe

İlçenin kurulmuş bölge, geçmişten günümüze birçok değişik kavmin uğrak yeri olmuş, istilalar ve savaşlar görmüş, göç yolları üzerinde bir durak konumundadır. Kuzeyde yükselen ve ortalama2000 m. yüksekliğindeki Ilgaz Dağları ile güneydeki İn Dağları arasında doğal bir yol işlevi gören Devrez Vadisi, doğuyla batı arasında bağlantı kurmak için tercih edilen önemli bir geçit durumundadır. Fatih Sultan Mehmet’in Sinop’u almak, IV. Murat’ın da Bağdat seferi sırasında doğuya ulaşmak için bu vadiyi kullandıkları, hatta Evliya Çelebi’nin de o ünlü seyahatinde bu yolu tercih ettiği tarihi kaynaklarda yer almaktadır. Bugün de İstanbul-Karadeniz ve İstanbul-Doğu Anadolu bağlantısı bu vadiden sağlanmaktadır. Ilgaz yöresinde ilk yerleşmenin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Bu konuda yapılmış bir araştırma da bulunmamaktadır. Geçmiş yıllarda Cendere Köyü yakınlarındaki Salman Höyük’te yapılan ufak çaplı bir kazıda ortaya çıkarılan çanak çömlek parçalarının orta ve son tunç çağına ait olduğu anlaşılmıştır.
.
Bölge hakkındaki ilk bilgilere, coğrafyacı Strobon’un ünlü eserinin Anadolu ile ilgili ciltlerinde rastlanılmaktadır. Ünlü coğrafyacı, Ilgaz Dağı’ndan, Olgassys Dağı adıyla söz etmekte ve ” Olağanüstü yüksek ve tırmanması zordur. Bu dağın her yerine kurulmuş olan tapınaklar Paphlagonialıların elindedir.” şeklinde anlatmaktadır.
.
Hitit Devleti öncesinde, MÖ 1300 sıralarında bölgede Gask (Kaska) adında bir devlet bulunduğu bilinmektedir. Hitit Devleti yıkıldıktan sonra bir süre Frigya egemenliğinde kalan Paphlagonia daha sonra Lydia egemenliğine girmiştir. MÖ 547-546’da II. Kyros’un Lydia Krallığı’nı ortadan kaldırmasıyla Pers yönetimine geçmiştir. MÖ 334’te Anadolu’ya giren Büyük İskender’in egemenliğine geçen bölge, onun ölümünden sonra Eumenes’in yönetimine girdi. Doğulu komşusu Pontus krallarınca ele geçirilinceye değin yerel prenslerce yönetildi. Büyük Mithrades’in İÖ 65’teki yenilgisine kadar Pontus Krallığı’nın elinde kaldı. Romalı Pompeius İÖ 63-62’de bölgeyi ele geçirmekle birlikte, iç kısımların yönetimini yine yerel prenslere bıraktı. Bir süre sonra da bölge bütünüyle Romalıların, ardından da Bizans’ın hâkimiyetine girdi.
.
Malazgirt Zaferinden hemen sonra, Melik Ahmet Danişment Gazi’nin silah arkadaşlarından Emir Karatekin 1082 yılında bölgeyi ele geçirerek bu bölgeyi Danişmentoğulları Beyliğine bağlamıştır. Danişmentoğulları’nın zayıflaması üzerine 1132 yılında bölge tekrar Bizanslıların hâkimiyetine girmiş, kısa bir süre sonra da Selçuklu Sultanı I. Mesut bölgeyi Selçuklu topraklarına katmıştır.
.
14.Yüzyıl başlarında, Anadolu Selçuklu Devletinin zayıflamasıyla birlikte bölgede Candaroğulları Beyliğinin hâkimiyeti görülür. 1380 yılında Yıldırım Beyazıt’ın Candaroğulları Beyliğini yıkıp topraklarını ele geçirmesi üzerine bölge Osmanlı Devletinin hâkimiyetine girmiştir. 1402 yılında, Ankara savaşında Yıldırım Beyazıt’ın Timur’a yenilmesinden sonra başlayan bunalım döneminde Sinop Beyi İsfendiyar Bey, Timur’un da yardımıyla bölgenin hâkimi olmuştur. Bölge, 1459’da Fatih’in İsfendiyaroğulları Beyliğini ortadan kaldırması üzerine tekrar Osmanlı İmparatorluğuna bağlanmıştır. Bu yıldan sonra, bölge tarihinde önemli bir değişiklik olmamıştır. Osmanlı döneminde “Koçhisar-ı Bala” olarak bilinen Ilgaz’da; ilk belediye teşkilatının 1885 yılında kurulduğu yazılsa bile salnamelerde ilk belediye teşkilatından, 1894 yılında bahsedilmektedir. Ilgaz, Osmanlı döneminde Çankırı(kengiri) livasına bağlı bir nahiye merkezi iken 23.10.1920 tarihli Bakanlar Kurulu Kararıyla ilçe yapılmıştır. Ilgaz adının Türkçede memleket anlamına gelen “il-el” kelimesinin, Milattan önce 1300 yıllarında bölgede bir süre yaşamış olan “Gask”ların Gas’ı ile birleştirilerek “El-gas” şeklinde söylenmesinden türediği öne sürülmekle birlikte, Ilgaz Dağının Paphlagonialılar dönemindeki adı olan “Olgassys” den türediği rivayet edilmektedir. Kurtuluş Savaşı döneminde, işgalci düşman kuvvetlerine karşı kahramanca mücadele eden TBMM Hükümetinin ihtiyaç duyduğu insan gücü, silah ve her türlü malzeme, Ankara’ya İnebolu-Ilgaz-Çankırı güzergâhından ulaştırılmıştır. Bu anlamda Milli Mücadele döneminde Ilgaz’ın kahraman insanları her türlü fedakârlığı yapmıştır.